Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Abdest Alırken Başın Arkasını Meshetme Caiz mi?

M Çevrimdışı

Muvahhid Mücahid

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleyküm Abdest alırken saçın arkasını enseyi mesh edersem eğer abdest almış olmuyor muyum bir sormak istedim.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah kardeşim ;

Mesh'te farz ve sünnet olan miktar ile mesh şekli; abdest alırken başı mesh etmek bütün mezheblerin ittifakı ile farzdır. Ancak başta mesh edilmesi farz olan miktar ihtilaflıdır.

Başta mesh edilmesi gereken miktar:
Hadisin zahiri, mesh ederken bütün başı kaplamayı gerektirir. İmam Şâfiî'ye göre, isterse bir kıl miktarı olsun başa değmekle farz yerini bulur. Buna karşılık imam Mâlik'e ve İmam Ahmed b. Hanbel'den bir rivayete göre, bütün başı kaplayarak mesh etmek farzdır.
Başa mesh etmek için önden arkaya gidilir. Hasan b. Salih arkadan öne doğru gelineceğini söyler. Evzaî ye Leys'e göre başın ön tarafına mesh edilir. Hasılı başa mesh meselesinde fıkıh âlimlerinin çeşitli görüşleri vardır.

Mesh hakkında Şafiî ulemâsından iki görüş rivayet olunur:

a.
Ekseri Şâfıî âlimlerine göre, bir kıl miktarı ile başa dokunmak mesh için kâfidir. Bunun nasıl olacağını tasavvur için Şafiî ulemâsı şöyle derler; bir kimse başına kına sürse de kınalanmadık yalnız bir kıl kalsa abdest alırken elini o kılın üzerine değdirmesi kâfidir. Farz olan mesh bununla ifâ edilmiş olur. Fakat bu görüş çok zayıftır. Çünkü şeriatta böyle tasavvuru bile güç olan nâdir meseleler vârid olmamıştır.

b. İbnu'1-Kadî; vâcib olan meshin üç kıl miktarı olduğunu söylemiştir ki, bu birinciden biraz daha hafiftir. Çünkü yüzü yıkarken bu miktar yüzle birlikte kendiliğinden ve fazlasıyla yıkanmış olur. Bu da gerçekte başa mesh için kâfidir, Abdest alırken her uzva sıra geldikçe niyyet etmek şart değildir. Bu hususta Şafiî âlimleri arasında ittifak vardır. Onlara göre abdest azasını âyette sıralanan tertib üzere yıkamak ve mesh etmek farzdır. Fakat bu mevzudaki delilleri de zayıftır.

Hanefilere göre, başa mesh miktarı hususunda üç rivayet vardır:

a.
Başa üç parmak miktarı mesh farzdır. Hişam'ın Ebû Hanife'den rivayeti budur.

b. Kerhî ile Tahâvi'nin rivayetine göre Nâsiye (alın) miktarı mesh etmek farzdır. Mamafih tmam Zufer'in rivayetine göre Ebu Hanife ile Ebû Yusuf bu miktarın kâfi gelmediğine hükmetmiş, başın Üçte biri yahud dörtte birinin mesh edilmesi lâzım geldiğini söylemişlerdir.

c. îmam Muhammed'den bir rivayete göre, mesh hususunda muteber olan miktar, başın dörtte biridir. Ebû Bekr, "Bizde mesh hakkında iki rivayet vardır: Dörtte bir ve üç parmak miktarı" demiş ve bazı ulemanın üç parmak miktarını, bazılarının da ihtiyaten dört parmak miktarı rivayetini tercih ettiklerini söylemiştir..

d. "Câmiu'l-Fıkh" adlı eserde îmam Hasan'dan, başın dörtte birini mesh etmenin vâcib olduğu bildirilmiştir.

Netice olarak Hanefi'lerin görüşleri iki noktada özetlenebilir:

1.
Başın dörtte birini mesh etmek: Bu görüş Hanefî fukahasından muteahhirinin görüşüdür, uygulama bu görüş üzerine bina edilmiştir.

2. Mesih vasıtası olan elin üç parmağının mesh edebileceği miktar kadar. Bu da Hanefî fukahasından mutekaddiminin görüşüdür.

Bu mevzuda İmam Ahmed b. Hanbel'den de iki rivayet vardır:

1.
Bütün başı mesh etmek vaciptir. İmam-ı Mâlik (r.ha.) de bu görüştedir. Mâlikilerden bir kısmına göre başın üçte birini, diğer bir kısmına göre de üçte ikisini mesh etmek gerekir.

2. Başın bir miktarına mesh kâfidir. Kadına sadece başının ön tarafına mesh etmek kâfidir. Binaenaleyh baştan mesh edilmesi farz olan kısmın ne kadar olduğu Hanbelî âlimleri arasında ihtilaflıdır.
İmam Ahmed'den bir rivayete göre herkes hakkında başın bütünün mesh etmek farzdır. Diğer bir rivayette bîr kısmını mesh etmesi kâfidir.
Ebu'l-Hâris diyor ki: îmam Ahmed'e "Bir adam başına mesh eder de, bir kısmını bırakırsa ne dersin?" dedim.
"İmkânı olan bütün başını mesh etmelidir" cevabını verdi. İmam Ahmed'den gelen zahir rivayete göre erkeğin bütün başını mesh etmesi farz, kadına ise başının ön tarafına mesh etmesi kâfidir.

Fıkıh âlimlerinin bu husustaki delillerine gelince:

Aynî'nin beyânına göre Peygamber (s.a.v.)'in nasıl abdest aldığını bildiren rivayetler içerisinde İmam Şafiî'nin bu mevzudaki görüşüne delil olabilecek tek bir hadis yoktur. Fakat "Başına mesnetti ve ellerini bir defa öne ve arkaya götürdü(Buhârî, tahâre 38, 39,41,42,45,46; Muslim, tahâre 18, 19, Tirmizi, tahâre 24, Nesaî, tahâre 79, 80; İbn Mâce, tahâre 51; Muvatta, tahâre 1) hadisi Mâlikîler'in bu mevzudaki görüşlerini desteklemektedir. Çünkü bu hadis "Rasûlullah (s.a.v.) abdest aldı ve alnına meshetti" anlamına gelir. Hadis-i Şerifi Muslim, Ebû Dâvud, Nesâî ve İbn Mâce nakletmişlerdir.
Hanefilerin delili ise, Muğîre bin Şûbe'nin rivayet ettiği: "Rasulullah (s.a.v.) abdest aldı ve alnına mesnetti" (Buhârî, tahâre 35, 48; Muslim, tahâre 75; Nesâî, tahâre 96; İbn Mâce, tahâre 84; Tirmizî ,tahâre 72) hadis-i şerifidir. (Aynî, Umdetu'l-Kaarî, II, 235)

Bir de Hanefî alimleri şöyle derler: "Başınızı mesh edin" âyeti mucmel (izaha muhtaç)tır. Rasûlullah (s.a.v.)'ın alnına mesh etmesi bu mucmeli açıklamaktadır. Bu hadis-i tek kişi de rivayet etmiş olsa, Kur'ân-ı Kerimdeki mucmel ifadeleri izaha yeterlidir. Âyet-i Kerimedeki izaha muhtaç taraf mesh edilecek miktardır. Bu bakımdan meselenin izahı şöyledir: "Başınızı mesh ediniz" (Maide 6) âyetindeki (b) edatı mâna itibariyle bir şeyi diğer şeye yapıştırmaktır. Buna hususî tâbiri ile "ılsâk" derler. Mezkûr edat meshin âleti olan el kelimesinin başına gelirse meselâ: “elimle duvarı sildim" denilirse silmek, işi, bütün duvarı kaplar. Eğer mesh âyetinde olduğu gibi mesh edilecek yere bitişecek olursa, bütün mesh edilecek yeri kaplamayı icab ettîrmez, mesh âyetinde olduğu gibi ve şöyle bir mâna ortaya çıkar: "Ellerinizi başlarınıza yapıştırın" burada mesh bütün mahalli kaplamadığına göre ne miktar yerin mesh edileceği izaha muhtaçtır ki işte o izah, yukarıda mealini sunduğumuz ve ileride gelecek olan 150 numaralı hadiste yer almaktadır.

Meshte sünnet olan miktar:
Mevzumuzu teşkil eden hadiste geçen "sonra başına mesh etti" cümlesinin muktezası, başa bir defa mesh etmektir. Nitekim fıkıh âlimlerinden bir çokları bunu böyle anladığı gibi, İmam Ebû Hanife, îmam Mâlik ve İmam Ahmed b. Hanbel’in anlayışları da budur. Nitekim başa bir defa mesh edileceğine dair olan hadisler de bu görüşü desteklemektedir.
İmam Şafiî'ye göre diğer abdest organlarında olduğu gibi başı üç defa mesh etmek mustahabdır. Şafiî'nin meşhur sözü budur. Buhari sarihi Aynî başa üç defa mesh edileceğini bildiren hadis-i şeriflerin bulunduğunu isbatlamıştır. Fakat bunun Şafiî'nin zannettiği gibi üç ayrı suyla olmayıp aynı suyla olduğunu ve İmam Ebû Hanife'nin görüşünün de bu olduğunu söylemiştir. (Aynî, Umdetu'l-Kaari, III, 82)


Hanefî ulemasından Burhaneddin el-Merginânî ise Hidâye isimli eserinde İmam Ebû Hanife’ye göre başa üç defa mesh etmenin mekruh olduğunu söyler ve "Her ne kadar Peygamber Efendimiz (s.a.v.) başını üç kez mesh ederdi" diye bir rivayet varsa da bu "her birinde elini yeni su ile ıslatırdı", demek değildir. (Meylanî; Ahmed, El-Hidaye Tercemesi, I, 26)

Meshetme Şekli:
Meshin nasıl yapılacağına dair çeşitli hadisler .rivayet edilmiştir. Nesaî'nin, Abdullah b. Zeyd'den rivayet ettiği bir hadisten, başın ön tarafına mesh edileceği ve iki elle ön taraftan başlanarak arkaya doğru oradan da öne doğru gidileceği anlaşılmaktadır. (Nesai, tahâre, 81)

Taberânî'nin rivayetinde ise; evvela arkadan öne doğru, sonra önden arkaya doğru yapıldığı bildiriliyor. Bir rivayette de bütün başın mesh edildiği fakat saçlar hareket ettirilmeyerek hey'eti bozulmadığı, başka bir rivâyette de başa mesh edildiği fakat ellerin ileriye hareket ettirilmediği bildirilmektedir. (Heysemî, Mecmau'z-zevaid, 1,232-233; Ve 118. hadisin şerhi.)

Abdullah b. Zeyd'den (r.anh) rivâyet olunduğuna göre, o Peygamber (s.a.v.)'in abdestini şöyle vasfetmiştir:

ثُمَّ مَسَحَ رَأْسَهُ بِيَدَيْهِ فَأَقْبَلَ بِهِمَا وَأَدْبَرَ بَدَأَ بِمُقَدَّمِ رَأْسِهِ حَتَّى ذَهَبَ بِهِمَا إِلَى قَفَاهُ ثُمَّ رَدَّهُمَا إِ ...
الْمَكَانِ الَّذِي بَدَأَ مِنْهُ ثُمَّ غَسَلَ رِجْلَيْهِ
[ رواه البخاري ومسلم ]
"….Sonra başını mesh etti. Ellerini (saçları üstünde) ileri ve geri doğru götürdü. (Şöyle ki:) başın ön kısmından başladı ellerini enseye doğru götürdü. Sonra başladığı yere kadar geri getirdi. Sonra ayaklarını yıkadı."
(Buhârî; hadis no: 185; Muslim; hadis no: 235)

Ebu'l-Ezher el-Muğîre b. Farve ve Yezîd b. Ebî Mâlik'ten rivâyet olunduğuna göre şöyle demişlerdir:

أَنَّ مُعَاوِيَةَ تَوَضَّأَ لِلنَّاسِ كَمَا رَأَى رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَتَوَضَّأُ، فَلَمَّا بَلَغَ رَأْسَهُ غَرَفَ غَرْفَةً مِنْ مَاءٍ فَتَلَقَّاهَا بِشِمَالِهِ حَتَّى وَضَعَهَا عَلَى وَسَطِ رَأْسِهِ حَتَّى قَطَرَ الْمَاءُ أَوْ كَادَ يَقْطُرُ، ثُمَّ مَسَحَ مِنْ مُقَدَّمِهِ إِلَى مُؤَخَّرِهِ وَمِنْ مُؤَخَّرِهِ إِلَى مُقَدَّمِهِ.
[ رواه أبو داود ]
"Muâviye, insanların bulunduğu sırada onlara öğretmek için Rasûlullah (s.a.v.)'i abdest alırken gördüğü şekilde abdest aldı. (Muâviye, abdest azalarını yıkarken) başa gelince, sol eliyle bir avuç su alıp onu başının ortasına döktü. Öyle ki su başından damladı veya neredeyse damlıyordu. Sonra başının önünden (perçeminden) ensesine kadar, ensesinden de başının önüne doğru (saçlarının üzerinden) mesh etti."
(Ebu Dâvud; hadis no: 124; Elbânî de 'Sahîh-i Ebî Dâvud'da; "hadis, sahihtir" demiştir.)



Detaylı Bilgi için :

Delillerle Rasulullah'ın (s.a.v.) Gusul ve Namaz Abdesti Alması

Delillerle Rasulullah'ın (s.a.v.) Gusul Ve Namaz Abdesti Alması
 
Üst Ana Sayfa Alt