C
Çevrimdışı
MEVCUT DÜZENİN AİLE YAPIMIZA SALDIRILARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Yangın var. Bizim evimizde olmasa bile komşumuzun evinde yangın var. Elbette, hemen yangını söndürmemiz lazım. Sonra da, tekrar yangın çıkmaması için tedbirler almamız lazım.
Yangından kastım, eğer aile bir bina ise bu binayı yıkma derecesine getiren olaylardır. Günümüzde, eğer çekirdek aileden bahsetmemiz gerekirse; eşler arasında, ebeveyn ve çocuklar arasında çatışmaların had safhada olduğunu görürüz. Kime dokunsanız bin ah işitiyorsunuz, kimisi eşinden, kimisi çocuğundan şikâyetçi.“Eşim namaz kılmıyor, eşim bana sesini yükseltiyor, oğlum-kızım cep telefonunu, tabletini elinden düşürmüyor, aramızdaki iletişim yok denecek kadar az” vesaire vesaire.
Daha iyi anlamamız için facebook ortamında dolaşan bir babanın feryadından bir kesit vermek istiyorum. Baba şöyle anlatıyor:
“Oğlum ve kızım komşulardan görünce benden de çizgi film kanalına abone olmamızı istediler. İsteklerini ikiletmeden kablolu yayına ve özellikle o çizgi film kanalına abone olduk.
Aradan birkaç ay geçti. O beni kapıya heyecanla koşup sevinçle karşılayan çocuklarımı arıyorum. Koridorda omuzlarıma alırdım, güreşirdik, konuşurduk, beraber işler yapardık. İlgileri, zekâları gelişsin diye tamir, düzenleme vb. işlerimde işin bir ucundan onlara tuttururdum. Fakat kayboldular. Neler oluyor? İzliyorum, tuhaf davranışlar gelişmeye başladı. Öf, püf ediyorlar. Bizden büyüklermiş gibi hükmedici konuşuyorlar. Eleştirebiliyorlar. Bir tuhaf bencilleşme, bir acayip kibirlenme… Bir pis maddeleşme, tatminsizlik… Yemeği beğenmeme, istekleri olmayınca seslerini yükseltme, debelenme… Birbirlerini öldürmece, satırla doğrayıp kazana koyup pişirip yemece oynuyorlar. Bunları çektikleri videodan öğreniyorum. Bu çocuklar daha 6-10 yaşlarında… Dehşete kapıldım. Bunlar çocuk. Bunlar benim sevgili evlatlarım. Ben terörist mi, cehennem odunu mu yetiştiriyorum. Aman Allah’ım. Korkunç bir şeyler oluyor. Adeta elim ayağım titremeye başladı. Ne yapacağımı şaşırdım. Laf söylüyorum anlamıyorlar. Çocukları izlemeye karar verdim. Bir hayalet gibi takip ettim. Ne gördüm… Günlerinin çoğu televizyon karşısında o kanalı izlemekle geçiyor. Bir biri ardına çizgi diziler… Büyücüler, tanrısal gücü olan, evreni yaratıp yok eden, avuçlarından ışıklı bombalar fırlatan yaratık suretinde tanrılar. Gezegenleri yok eden şeytanlar… Sadece çizgi diziler mi? Çocuk animasyonları, oyuncaklar, neredeyse hepsi felaket. Aman ya Rabbim. Ben çocuklarımın beynini tamamen şeytanın eline teslim etmişim. Şirk, küfür, dinsizlik, ahlaksızlık, fuhuş, kibir, bencillik, maddecilik, akla hayale gelebilecek ne kadar pislik varsa hepsi bu çizgi filmlerin içerisinde… Sürekli her gün, sabahtan akşama kadar…
Ben ailemizin rızkı için işe gidiyorum ve çocuklarımı evde şeytan eğitiyor.
Nasıl bir dehşet yaşadım. Derhal kabloları kestim. Aboneliği iptal ettim. Bir süre televizyonu yasakladım. Kızdılar, karşı koydular. Beton bir suratla dikildim karşılarına. Dünyada yaşayacakları en büyük acı cehennem odunu olmalarından ağır olamazdı. Çok şükür birkaç hafta içerisinde düzelip eskiye döndüler.”